BEBEKLERDE DOĞUŞTAN İŞİTME KAYBININ TESPİTİ, TAKİP VE TEDAVİ SÜRECİ NASIL OLMALIDIR?
Bebeklerde işitme kaybı ne kadar erken tespit edilirse o kadar çabuk ve iyi rehabilite edilir. Hedefimiz ilk 3 ay içinde işitme kaybının kesin teşhisini koymak, ilk 6 ay içinde işitme cihazı kullanımını sağlamak ve ileri derecede iç kulak işitme kaybı var ise 1 yaşında koklear implant ameliyatını gerçekleştirmektir.
Bu amaçla Ülkemizde uygulanan ulusal yenidoğan işitme tarama programı çerçevesinde yenidoğan bebeklerin ilk 1 ayda tarama testlerinin tümünün yapılması, testlerden kalan bebeklerin zaman kaybetmeden mutlaka referans merkezlerine yönlendirilmesi, bu merkezlerde 3 aya kadar tanı testlerinin tamamlanması ve işitme kaybı tanısı alan bebeklerin en geç 6. Aya kadar da cihazlama ve rehabilitasyonlarına başlanması gerekmektedir.
İşitme tarama programı çerçevesinde birinci tarama ABR testi doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde (bebek taburcu olmadan) yapılmalıdır. Bu testi geçerse işitme açısından bebek sağlam olarak kabul edilir. Birinci taramayı geçemeyenler için İkinci tarama ABR testi, doğumdan sonraki 7-15. günlerde yapılır. Bunu geçerse bebek yine işitme açısından sorunsuz olarak kabul edilebilir. İkinciyi de geçemeyen bebekler için doğum sonrası 15-30. günlerde 3. Tarama ABR testi yapılır. Bebek üçüncü testte geçerse işitme açısından sorun yok kabul edilir, ancak üçüncüden de kalırsa detaylı tanı testlerinin yapılabilmesi için, bakanlık tarafından belirlenmiş olan referans merkezlerinden birine sevk edilmelidir. Burada yapılan testlerde de işitme kaybı tespit edilirse 6. Aya kadar bebeğin işitme cihazı kullanmaya başlaması gerekir. İleri derece işitme kayıplı çocuklarda ise 1 yaş civarında koklear implant uygulama işlemi yapılmalıdır.
Ancak işitme kaybı için risk faktörü taşıyan bir grup yeni doğan bebek vardır. Bu gibi risk grubunu oluşturan bebeklerde farklı bir yaklaşım uygulanmaktadır. Doğum sonrası bebeğin 5 günden fazla yoğun bakımda kalması, 1500 gr altında doğan bebekler, annenin gebelikte kulağa toksik etki yapan ilaç kullanım öyküsü, kafa ve yüz bölgesinde anomali ile doğanlar, sendromlu doğan bebekler, yenidoğan sarılığı geçirme öyküsü, gebelik sırasında annenin geçirdiği bir takım enfeksiyonlar-toksoplazma, CMV, kızamıkçık ve herpes gibi-, doğum sırasında oksijensiz kalma öyküsü ve menenjit geçirenler bu risk grubunu oluştururlar. Bu bebekler yeni doğan işitme taramalarından geçseler dahi, risk grubunda oldukları için referans merkezlerinden takiplerine devam edilmek zorundadır.
KOKLEAR İMPLANT (BİYONİK KULAK) NEDİR, İMPLANTLAMA SÜRECİ NASIL YÖNETİLİR?
Biyonik kulak nedir, hangi durumlarda yapılır? Biyonik kulak çalışma sistemi nasıldır? Koklear implant uygulamada yaş sınırı var mıdır? Her kulağa uygulanabilir mi? Ameliyat süresi ne kadar? Ameliyat riskleri nedir? Ameliyat sonrası süreçler nasıl olmalıdır?
Koklear implant veya biyonik kulak doğuştan veya sonradan oluşan ve işitme cihazlarının yetersiz kaldığı “ileri ve çok ileri dereceli” işitme kayıplarında (İşitme kaybının 70-80 dB civarlarını aştığı durumlar) ameliyat ile uygulanan bir cihazdır. Bu cihazların çalışma prensibi şu şekildedir: Dışarıdan gelen sesler bu cihazlar ile elektriksel uyarılara dönüştürülür ve iç kulakta ise bu uyarılar direkt olarak işitme sinirine gönderilip bu şekilde beyin tarafından ses olarak algılanması sağlanır.
Doğuştan işitme kayıplı çocuklarda işitme kaybı ne kadar erken tespit edilir ve tedaviye başlanırsa çocuğun işitme ve konuşma gelişimi o derece iyi olacak ve toplumdaki normal bireylerden hiçbir farkı kalmayacaktır. Bu durumda hedefimiz doğum sonraki ilk 3-6 ayda işitme kaybını tespit etmek ve işitme cihazı kullanmaya başlamak olmalıdır. Koklear implant uygulama yaşı ülkemizde çocuğun 1 yaşını doldurması itibariyledir. Ancak, birçok Avrupa ülkesi ve Amerika’da bu uygulamanın, 6-9 aylıktan itibaren dahi yapıldığını görmekteyiz. Burada ideal olan 1 yaş civarına en yakın zamanlarda implant uygulama işleminin yapılması ve mümkünse her iki kulağa olacak şekilde ameliyatın gerçekleştirilmesidir. Özellikle doğuştan işitme kayıplı çocuklarda koklear implant uygulama yaşı ne kadar gecikirse (özellikle 5 yaş sonrasına kalması durumunda) cihazdan verim alma o nispette azalmaktadır.
Konuşma gelişimi tamamlandıktan sonra hayatın herhangi bir döneminde ileri-çok ileri işitme kaybı gelişmesi durumunda da yetişkin hastalara koklear implant uygulaması yapılabilir. İşitme sinirinin var olduğu ve iç kulak yapısının yeterince geliştiği her kulağa koklear implant uygulanabilir ki bunları tespit etmek için ameliyat öncesi mutlaka hastaların kulak MR ve Tomografi görüntülerini almaktayız. İşlem ortalama tek kulak ameliyatı için yaklaşık 2 saat her iki kulak aynı anda yapıldığında ise 3.5-4 saat civarında sürmektedir ve ameliyat risklerinin oldukça düşük olduğu bir cerrahi uygulamadır.
Ameliyat sonrasında yaklaşık 3 hafta yara iyileşmesi beklenir ve sonrasında cihazın dış parçası yerleştirilerek ayarları yapılır ve bu şekilde hastalar sesleri duymaya başlar. Bundan sonrası ise, çocuğun eğitim süreçlerinin devam etmesi ve gelişiminin gözlenmesi için ailelerin düzenli takiplere devam etmesidir.
ÇİFT TARAFLI İŞİTME KAYIPLARINDA HER İKİ KULAĞA KOKLEAR İMPLANT (BİYONİK KULAK) YERLEŞTİRMEK ÇOK ÖNEMLİDİR!
Özellikle doğuştan işitme kayıplı ve çocukluk çağı ileri-çok ileri işitme kayıplarında aynı seansta veya ardışık olarak da yapılabilen her iki kulağa biyonik kulak uygulaması işleminin avantajları oldukça fazladır. Her iki kulağa da implant uygulandığında oluşan stereo işitme, yani çift kulak işitme, işitme kalitesinde önemli derecede artış sağlayacaktır. Konuşmayı tanıma, sesin yönünü tayin etme ve gürültülü ortamlarda konuşulanları daha iyi anlama gibi işitmenin kalitesini artıran detayları, çift taraflı implant uygulaması ile başarmak daha mümkün olacaktır. Çift kulak implant uygulanan çocukların konuşma gelişimleri daha kolay ve hızlı olmakta, işitme için gösterdikleri çaba azalmakta, konuşmayı anlama becerileri daha iyi olup kendilerine olan güvenleri de artmaktadır.
Ayrıca herhangi bir sebeple implantlardan birinde geçici bir süre arıza, travmaya bağlı hasar görme, enfeksiyona bağlı işlevsiz kalma gibi durumla karşılaşırsak, diğer kulakta çalışan bir implantın varlığı, bozuk cihazın revizyon veya yeniden implantasyon işlemi yapılana kadar çocuğun sesten mahrum kalmayacağı anlamına gelmektedir. Çünkü revizyon-yeniden implantasyon süreçleri bazen aylar sürebilmektedir.