Burun Eti Konka yani halk arasında burun eti diye de tanımlanan yapılar her iki burun deliğinde üçer tane olmak üzere toplam 6 tanedir. Burun içi yerleşimlerine göre üst, orta ve alt konka olarak isimlendirilir. Yapı olarak iç kısımlarında kemik, kemiğin yüzeyinde ise yumuşak dokuyu barındırırlar ve büyüme (hipertrofi) olayı, burun etinin hem kemik hem yumuşak doku kısmını ilgilendirebilir. Konkaların fonksiyonları; solunan havanın ısıtılması, nemlendirilmesi ve filtre edilmesidir. Daha çok çocukluk çağında görülen geniz eti ile burun etleri sıklıkla karıştırılabilmektedir. Genelde burun eti büyüme sorunları (konka hipertrofisi) yetişkinlik döneminde karşımıza çıkar. Geniz eti ise daha çok çocukluk döneminin hastalığıdır ve burnun en arka bölümünde geniz dediğimiz kısımda görülür.
Şikayete sebep olan konka büyümeleri en sık alt konkalarda olmaktadır. Daha az sıklıkla orta konkaları ve en az da üst konkaları ilgilendirir.
En sık burun eti büyümesi oluşturan sebepler nelerdir?
Sıklıkla hastalarda alt burun eti büyümesine bağlı şikayetler oluşur. Alt burun etlerini en sık büyüten sebeplerden biri alerjidir. Alerji burun eti dokusunda ödem, hücre artışı ve kanlanmada artış yaparak büyümeye sebep olur. Diğer sık bir sebep, burun içindeki kemik eğriliğine (septum deviasyonu) bağlı olarak oluşan ve eğriliğin olduğu boşluğun karşı tarafındaki burun etini büyüten kompansatuar (telafi edici) büyümelerdir. Ayrıca sigara içimi, hava kirliliği, bir kısım burun açıcı sprey ve damlaların (özellikle ksilometazolin, oksimetazolin vs içerenler) kontrolsüz ve uzun süre kullanımı da burun eti büyümeleri yapabilir.
Orta burun etlerinde ise daha çok, burun tıkanıklığı veya sinüzit sebebi olabilen “burun eti içi hava kesecikleri (konka bülloza)” ve “ters eğilimli (paradoks) orta burun eti” sorunlarıyla karşılaşırız.
Hastaların en sık başvuru şikayeti nedir ve nasıl teşhis edilir?
En sık şikayet burun tıkanıklığıdır. Tek başına burun eti büyümeleri bir tıkanıklık sebebi olabileceği gibi, burun içi kemik eğrilikleri ile beraber olduğunda daha fazla tıkanıklık sorunu oluştururlar. Ayrıca tekrarlayan sinüzit enfeksiyonları da bu hastaların diğer sorunlarındandır.
Hastalığı teşhis etmek için endoskopik bir burun muayenesi yeterli olur. Özellikle alt konka büyümelerinde endoskopi ile alt konkaları boylu boyunca değerlendirme şansı vardır. Orta konka sorunlarında ise endoskopik muayeneye ilave olarak tomografi çekilmesi hem sinüslerin durumunu hem de orta konkanın yapısal sorunlarını ortaya koymada oldukça faydalıdır.
Burun eti hastalıkları nasıl tedavi edilmelidir?
Tedavi usullerini ilaçlı tedaviler ve ameliyatlı tedaviler olmak üzere iki ana grupta değerlendirebiliriz.
İlaçlı tedaviler: Burun eti büyümelerinde kullanılan bazı ilaç tedavileri olumlu sonuçlar verebilir. Hipertonik tuzlu su (deniz suyu, serum fizyolojik solusyonları) çok sık kullanılan, yan etkisi pek olmayan ve kısa süreli burun tıkanıklıklarını gidermede yararlı olabilecek doğal veya doğala yakın solusyonlardır. Genellikle kullanımları sırasında süre kısıtlaması gerektirmez.
Diğer bir gurup ilaç, sprey ve damla şeklinde burun içine kullanılan veya ağızdan da alınabilen dekonjestanlardır. Bunlardan özellikle sprey ve damlalar (ksilometazolin, oksimetazolin vs içeren), kullanıldıkları zaman dilimi içinde burun tıkanıklığını gidermede oldukça etkindirler ancak sürekli kullanılmamaları gerekir. Uzun süreli kullanımlarda bir süre sonra konkaların daha da büyümesine ve burun tıkanıklığının artmasına yol açabilirler. Yüksek tansiyonu olanlar, kalp ve böbrek hastalıkları olanlar ve göz tansiyonu olanlarda kullanılmamaları gerekir.
Özellikle alerjiye bağlı burun eti büyümelerinde antialerjik hap ve spreyler ve kortizonlu spreyler uzun süreli tedavilerde kullanılabilirler ve bu şekilde ameliyat gereksinimini azaltma ihtimalleri vardır.
Ameliyatlı tedaviler: Bu konuda günümüze kadar pek çok tedavi yöntemi tanımlanmıştır. Bunlar içinde Radyofrekans, Lazer, Koterizasyon, Mikrodebrider ve Cerrahi olarak konkanın kısmi veya tamamen kesilerek çıkarılma işlemlerini sayabiliriz.
Bu yöntemlerden hangisi kullanılırsa kullanılsın ilk amaç, burun eti mukozasına minimum zararla küçültme işlemi uygulamaktır. Bu nedenle de daha çok konka içinden ısıtma-yakma şeklinde yöntemler kullanarak büzüşme sağlanmaya çalışılır. Konkanın kemik kısmında büyüme söz konusu ise bu durumda yumuşak doku korunup sadece kemik kısım çıkarılarak da başarılı sonuçlar elde edilebilir.
Radyofrekans ile alt burun etinin küçültülmesi işlemi günümüzde en sık tercih edilen yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yöntemde burun etlerine, özel bir cihaz yardımıyla radyofrekans enerjisi verilir ve oluşan ısı ile 6-8 hafta içinde dokuda büzüşme ve küçülmeler oluşur. İşlem lokal veya genel anestezi altında yapılabilir ve kısa sürelidir (toplam 10-15 dakika gibi). Genellikle kemik eğriliği ve kronik sinüzit ameliyatları (endoskopik sinüs cerrahileri gibi) sırasında yapılan cerrahi işlemlere kolayca eklenerek de uygulanabilir. Ameliyat sonrası erken dönemlerde, işleme bağlı oluşan şişlik ve kabuklanmalardan dolayı burun tıkanıklığı artışları olabilir. Bu sorunları azaltmak ve iyileşmeyi hızlandırmak için burun yıkama ve nemlendirme işlemleri yapılır ve 6-8 haftada iyileşme tamamlanır. Bu şekilde radyofrekans işlemleri sonrası %80 civarında başarılı sonuç elde edilmektedir. Ameliyatla yeterli verim alınamadığı durumlarda veya konka büyümelerinin bir takım dış faktörlerle (alerji, sigara dumanı, kirli hava, damar genişletici tansiyon ilaçlarının kullanımı gibi) tekrar etmesi durumunda kolaylıkla işlem tekrarı yapılabilir.
Şekil 1: Alt, orta ve üst burun etleri ile alt konkaya yapılan radyofrekans girişiminin gösterilmesi
Orta burun eti problemlerinin varlığında, eğer hastada burun tıkanıklığı veya sinüzit gibi sorunlar oluşmamışsa herhangi bir müdahale gerekli değildir. Bu tip sorunların olduğu durumda ise ameliyatla ve genelde endoskopik yöntemler kullanarak burun eti içi hava dolu keseciklerin (konka bülloza yapısının) küçültülmesi işlemi uygulanır.