Toplumun önemli bir kısmı hayatının bir aşamasında ses kısıklığı sorunu yaşar. Ses kısıklığı her iki cinsiyette ve her yaş grubunda görülebilen bir şikayet olmakla birlikte, öğretmen, şarkıcı, avukat, yönetici, satıcı ve yaşlı yetişkinler gibi belirli gruplarda daha sık olarak gözlenir. Yaşam kalitesi üzerine olumsuz etkisi yapması dışında üretkenlik ve iş gücü kaybına yol açmasıyla da önem arz etmektedir. Ses kısıklığına sıklıkla iyi huylu ve kendini sınırlayan durumlar neden olmakla birlikte, bazen kanser gibi daha ciddi ve ilerleyici hastalıkların ortaya çıkış belirtisi de olabilir.
En sık karşılaştığımız iyi huylu ses teli kitleleri; ses teli nodülleri (nasırlaşma), polipler, kistler, ses tellerinde ödem (Reinke ödemi), ses teli üzerinde kontakt ülser ve granülom, ses teli kanamaları, ses tellerinde perde oluşumu (web) gibi durumlardır. En sık görülenlerine bir göz atalım;
Ses teli nodülleri (nasırlaşma):
Şarkıcı nodülü de denir ve genellikle sesin yanlış veya hor kullanılmasına bağlı travma sonucu ses tellerinin serbest kenarlarında şişlik şeklinde karşımıza çıkar. En sık görülen iyi huylu oluşumlardır ve hemen daima çift taraflı ve simetrik şekilde görülürler. Alçak frekanslarda uzun süre ve yüksek yoğunlukta konuşma, sesin hatalı kullanımı, agresif kişilik yapısı, 4-10 yaş grubu hırçın çocuklar ve erkek çocuklarda daha sık görülür. Şarkıcı, spiker, öğretmen, yönetici, din görevlisi, sokak satıcısı gibi sesini fazla kullanan meslek grupları daha çok etkilenir.
Hastalığın ana belirtisi ses kısıklığıdır. Teşhisi rutin KBB muayenesi sırasında videolaringoskopi ile koymak mümkündür ve muayenede ses teli üzerinde simetrik, her iki ses telinde yerleşmiş beyaz-gri kitleler şeklinde görülür.
Tedavide öncelikle ses hijyeni, ses kullanım hatalarını önlemek için konuşma terapisi, ses istirahati ve agresif kişilik yapısı olanlarda (hırçın, çabuk kızan) psikoterapi şeklindedir. Bu önlemlerle yeterince ses düzelmesi sağlanamazsa nodülün genel anestezi altında mikroskobik olarak çıkarılması (Lazer ile veya Lazer olmaksızın yapılabilir) gerekir. Çocukta cerrahi tedavi öncelikle düşünülmemeli ve mümkün mertebe ötelenmelidir. Hastaların ameliyat sonrası dönemde de konuşma terapisi alması, nodül tekrarının önlenmesi açısından önemlidir.
Ses teli polibi:
Sık görülen iyi huylu kitlelerdendir. Erkeklerde daha sıktır. Ortaya çıkış sebepleri arasında sesin kötü kullanımı, alerji ve sigara içimi vardır. Genellikle tek taraflı olarak görülürler ancak bazen karşı ses telinde polibin konuşma esnasında sürekli çarpmasına bağlı reaktif nodül denilen ikinci bir kitle ile de karşılaşılabilir. Teşhis rutin videolaringoskopik KBB muayenesi sırasında pürüzsüz, düzgün yüzeyli, geniş tabanlı bir kitlenin görülmesi ile konur. Tedavi genel anestezi altında kitlenin mikroskobik olarak çıkarılması (Lazer ile veya Lazersiz) şeklindedir. Operasyon öncesi ve sonrasında konuşma terapisi hastalığın tekrarlarını önlemek açısından önemlidir.
Ses teli kistleri:
Kistler ses telleri içerisinde mukoza altında düzgün yüzeyli kitleler şeklindedir. Genellikle tek taraflı olarak görülür, bazen de karşı ses telinde reaktif nodül denilen ikinci bir kitle ile birlikte de olabilir. Mukus retansiyon kisti ve epidermoid kist olarak adlandırılan iki şekli vardır. Mukus retansiyon kisti daha çok üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra oluşur. Epidermoid kist formuna göre daha büyük ancak yumuşak yapıdadır ve sesi daha az bozarlar. Epidermoid kist denilen form ise daha çok sesin aşırı kullanımı ile oluşur, diğer forma göre daha küçük ve sert yapıdadır, sesi daha çok bozarlar.
Teşhisi rutin KBB muayenesi sırasında videolaringoskopi ile koymak mümkündür. Stroboskopik muayene denilen ve ses teli mukozasındaki dalga hareketlerinin görülebildiği bir muayene şekliyle ses teli kistlerini diğer kitlelerden daha kolay ayırt etmek mümkündür. Tedavi genel anestezi altında kitlenin mikroskobik olarak çıkarılması şeklindedir. Operasyon sonrası ses terapisi, hastalık tekrarlarını azaltmada faydalıdır.
Ses telinde ödem (Reinke Ödemi):
Ses teli mukozası altında sıvı toplanması ile oluşur ve ses tellerinin görünümü tek taraflı veya çift taraflı olarak da oluşabilen içi su dolu balon şeklindedir. 30-40 yaşlarında daha sıktır. Sigara kullanımı, kötü ses hijyeni, enfeksiyonlar (kronik sinüzit gibi), ses tellerine kadar ulaşan mide asit reflüsü reinke ödemini tetikleyebilir. En sık belirtisi ses kısıklığıdır. Özellikle kadınlar, erkek sesine benzer tonda ses değişiminden şikayet ederler. Kuru öksürük ve boğazda gıcık hissi ise diğer belirtileridir.
Teşhisi rutin KBB muayenesi sırasında koyulur ve muayenede ses tellerinde ödem ve bazen kızarıklık, ödemin fazla olduğu durumlarda büyük poliplerin oluşumu şeklinde kitleler görülür.
Tedavi: Yukarıda bahsedilen tetikleyici faktörlerden uzak durmak önemlidir (ses kullanımının düzenlenmesi-konuşma terapisi, enfeksiyonların tedavisi, sigaranın bırakılması, reflünün tedavi edilmesi gibi). Bu tedbirler sonrası yeterli iyileşme olmaması durumunda cerrahi ile genel anestezi altında mikroskobik olarak ses tellerinden ödem sıvısının aspire edilmesi veya ses teli mukozasının tamamen soyulması şeklinde girişimler yapılabilir.
Ses teli granülomu:
Granülomlar çoğunlukla erkeklerde görülür. Sürekli öksürük; boğaz temizleme isteği ve temizleme hareketleri; mide asidinin ses teli seviyesine çıkmasına bağlı (laringofaringeal reflü) mukozal hasar; herhangi bir sebeple genel anestezi alıp boğaza tüp yerleştirilen (entübasyon tüpü) hastalar; gergin, sinirli, kanser korkusu taşıyanlar kişilik özelliklerine sahip olanlar; avukat, öğretmen, yönetici gibi sesi fazla kullanan meslek gruplarında daha sık görülür. Hastalarda görülen en sık şikayetler ses kısıklığı, boğaz ağrısı, boğazda yabancı cisim hissi veya yutma sırasında takılma hissi ve reflü şikayetleridir. Bazen kitlenin olduğu tarafta kulağa vuran ağrı da olabilir. Muayenede ses tellerinin arka kısmında granülasyon dokusu dediğimiz kırmızı-beyaz renkli dokular görülür.
Tedavide öncelikle yukarıda bahsettiğimiz granülom oluşumuna zemin hazırlayan birtakım faktörlerin ortadan kaldırılması gerekir: Konuşma alışkanlıklarının düzeltilmesi-konuşma terapisi, reflü tedavisi, stres tedavisi, öksürük-boğaz temizleme manevralarının önlenmesi gibi…
Cerrahi tedavi: Başlangıçta alınan önlemlere rağmen kitle gerilememiş ve daha olgunlaşmış bir görüntü almışsa, çok büyüyüp hava yolu tıkanıklığı yapıyorsa veya kanser gibi kötü huylu hastalık şüphesi olması durumlarında genel anestezi altında kitlenin mikroskobik olarak çıkarılması (Lazer ile veya Lazer olmaksızın) gerekir. Operasyon sonrası ses terapisi, hastalık tekrarlarını azaltmada faydalıdır.