Gırtlak kanseri nedir, kimlerde görülür?
Gırtlak içerisindeki ses tellerinin üzerinde veya ses tellerine komşu alanlarda görülebilen sık kanser türlerinden biridir. Erkeklerde, sigara içenlerde ve ileri yaşlarda (40-60) daha sık görülmelerine rağmen, sigara içiciliğinin kadınlarda da yaygınlaşmasına bağlı olarak son yıllarda kadınlarda görülme sıklığı artmaktadır. Alkol de gırtlak kanserini artırıcı bir risk faktörüdür ve hem alkol hem sigaranın birlikte kullanımı söz konusu olduğunda risk çok daha fazla olur.
Gırtlak kanserinde belirtiler nelerdir?
Gırtlak kanserlerinde hastayı KBB hekimine en çok getiren sebep ses kısıklığıdır. Özellikle tümörün ses telleri üzerine yerleştiği durumda ilk şikayet olarak karşımıza ses kısıklığı çıkar. Bir hastada eğer 2 haftayı geçen ses kısıklığı durumu varsa en kısa zamanda bir KBB hekimine başvurulmalıdır. Ses tellerinin direkt üzerinde yerleşik olmayan ama yine gırtlak içerisinde yerleşmiş tümörlerde ses kalitesinde bozulma-boğuk ses, yutkunmakla boğazda takılma hissi, boğazda ağrı veya kulağa vuran ağrı, ileri tümörlerde yutma güçlüğü, nefes darlığı, kanlı balgam gelişi, boyundaki lenf bezlerine yayılma olması durumunda boyunda şişlik gibi şikayetler de görülebilmektedir.
Gırtlak kanseri nasıl teşhis edilir?
Yukarıda bahsedilen şikayetlerle hekime gelen hastaların tam bir kulak burun boğaz muayenesi gereklidir. Muayenede kullanılan en iyi metot endoskopi (laringoskopi) ile gırtlak bölgesinin gözden geçirilmesidir. Bu muayene sırasında gırtlakta bir kitle tespit edilmesi durumunda sonraki aşama; kitleden biyopsi alarak (genellikle genel anestezi altında hastaların uyutulmasıyla yapılan kısa bir işlem ile olur) parçanın histopatolojik incelemesinin yapılmasıdır. Bu inceleme sonucunda gırtlak kanseri kesin olarak teşhis edilmiş olur. Ayrıca tümörün büyüklüğünü, yayılımını, boyun lenf bezlerinin tümör ile tutulmuş olup olmadığını ve vücutta uzak organlara yayılımın varlığını değerlendirmek için ultrasonografi, tomografi, MR veya PET Bilgisayarlı Tomografi gibi tetkikler de teşhiş yöntemlerine ilave edilebilir.
Gırtlak Kanserlerinde tedavi nasıl yapılır?
Genel hatlarıyla gırtlak kanserlerinin tedavisinde Cerrahi (tümörlü dokunun sağlam doku sınırlarıyla birlikte çıkarılması), Radyoterapi (Işın tedavisi) ve Kemoterapi (İlaç tedavisi) gibi tedavi usulleri kullanılmaktadır. Özellikle erken evre tümörlerde cerrahi ve ışın tedavilerinin başarı şansı oldukça yüksektir. Kemoterapi daha çok ileri evre kanserlerde gündeme gelmektedir.
Cerrahi tedaviler genelde tümörün evresine göre gırtlak dokusunun kısmen veya tamamen çıkarılması şeklinde olmaktadır. Erken evre tümörlerde gırtlak dokusunun kısmen çıkarılması işlemi açık cerrahi dediğimiz boyundan yapılan bir kesi ile mümkün olmakla beraber aynı zamanda LAZER kullanılarak kapalı bir yöntemle ve ağız içinden de yapılabilir. Bu işlemler genel anestezi altında hasta uyutularak yapılmalıdır. İşlem öncesi veya sırasında bazen boyunda geçici olarak delik açma (trakeotomi) işlemi uygulamak gerekebilir. Gırtlağın tam olarak alınmasını gerektiren ileri evre tümörlerde boyunda kalıcı bir delik olması gerekecektir. Açık cerrahi ile kısmi veya tam olarak gırtlağın çıkarılma işlemi sırasında boyundaki lenf bezlerinin durumuna göre boyun lenf bezlerinin çıkarılması işlemi (boyun diseksiyonu) de operasyona ilave edilebilir.
Gırtlak kanserlerinde LAZER tedavisi nasıl yapılır, avantajları nelerdir?
Daha önce de belirttiğimiz gibi gırtlak tümörlerinde LAZER tedavisi daha çok erken evrede (Evre 1 ve 2) yapılır. Ancak sınırlı sayıdaki bazı ileri evre tümörlerde de uygulanabilmektedir. Genel anestezi altında tam bir uyuma sonrası ağız yoluyla girilerek gırtlaktaki tümöre ulaşılır. Operasyon sırasında mutlaka mikroskop kullanılır ve bu şekilde tümöre daha yakın bir görüş sağlamak mümkün olur. LAZER tipi olarak “Karbondioksit” veya “Diot” LAZER en sık kullanılanlardır. LAZER ile yapılan gırtlak tümörü ameliyatlarının (Bu ameliyatlar “Endolaringeal LAZER cerrahisi” olarak da isimlendirilir) boyundan kesi yapılarak (açık teknik cerrahiler) uygulanan cerrahi girişimlere göre birtakım üstünlükleri-avantajları vardır:
- Mikroskop altında yapıldığı için tümör sınırlarını daha iyi görmek ve daha emin bir şekilde sağlam sınırlarla tümörü çıkarmak mümkündür.
- Ameliyat sırasında kanama daha az olur.
- Normal dokuyu daha fazla koruyarak (Bu, özellikle ses telleri açısından önemlidir.) daha yüksek düzeyli ses kalitesi sağlanabilir ki bu ameliyatlar sonrası hastaların en önemli çekincesi, ses kısıklığıdır.
- Ameliyat öncesi veya sırasında boğaza delik açmak (trakeotomi) nadiren gerekli olur.
- Hastalar daha erken dönemde hastaneden taburcu edilirler ve yara iyileşmeleri daha kısa sürede gerçekleşir.
Bütün tümör cerrahilerinde olduğu gibi kısmi gırtlak ameliyatlarında da asıl amaç tümörün sağlam sınırlarla birlikte tam olarak çıkarılmasını sağlamaktır. Ancak ameliyat sonrasında da bazı önemli hedeflerimiz vardır ki bunlar; nefes borusuna kaçırmadan (aspirasyon olmadan) bir yutma sağlanması, boğazda kalıcı bir delik (trakeotomi) oluşturmamak ve daha iyi bir ses kalitesi sağlamaktır. Bütün bu hedeflere, özellikle erken evre gırtlak kanserlerinde uygulanan LAZER tedavisi ile ulaşmak, açık cerrahi girişim yapılan hastalara göre daha kolay olmaktadır.
Bu arada LAZER ile cerrahi girişim yapılacak bir hastada boyunda lenf bezi tutulumu varsa, boyun temizliği işleminin genelde LAZER cerrahi girişiminden yaklaşık 1-1.5 ay sonra yapılması önerilmektedir. Boyun diseksiyonu dediğimiz bu işlemler açık cerrahi şeklinde yapılan girişimlerdir.